Kuş Cenneti

01.07.2015


Kuş Cenneti

Kitapçığı aşağıdaki "Dosyalar" kısmından indirebilirsiniz.

 

 

 

 

Kızılırmak Deltası ve Kuş Cenneti

Kızılırmak Deltası, Türkiye’nin Karadeniz kıyılarında doğal özelliklerini kısmen koruyabilmiş en büyük sulak alanı olup, Kızılırmak nehrinin taşıdığı alüvyonların oluşturduğu ülkemizdeki en büyük deltalardan birisidir.


Kızılırmak Deltası olarak adlandırılan bölge, idari olarak Samsun ilinde, Kızılırmak’ın denize döküldüğü yerde Bafra, 19 Mayıs ve Alaçam ilçeleri sınırları içinde kalan Samsun Sinop karayolunun kuzeyinde bulunan alandır.


Delta, denizden güneye doğru basamaklar halinde yükselmektedir. Deltanın gerisinde, Kızılırmak nehrinin her iki kenarında yay şeklinde uzanan ve yükseklikleri 600-800 metreye varan Kuzey Anadolu Dağları’nın ilk sırasını oluşturan platolar, daha geride ise 1.000-1.500 metre yüksekliğindeki dağlar yer almaktadır. Delta, jeolojik açıdan bir-iki bin yıl gibi çok kısa bir sürede oluşmuştur.


Kızılırmak Deltası’nın alanı yaklaşık olarak 56.000 hektardır. Deltanın her iki yakasında deniz kıyısına paralel olarak uzanan sulak alanlar vardır; altı adet gölün (Liman Balık, Uzun, Cernek, Gıcı ve Tatlı) bulunduğu 13.400 hektarlık doğu bölümünden ve Karaboğaz Gölü ile Mülk Gölü’nün bulunduğu 2.710 hektarlık bir alanı kaplayan batı bölümünden oluşmaktadır. Göl aynası, tuzcul bataklıklar, deniz, akarsu, sazlık alanlar, ıslak çayırlar- mera, karışık geniş yapraklı su basar orman, karışık geniş yapraklı orman, kıyı kumulları, kumul çalı toplulukları, tarım alanları ve yerleşim alanları gibi farklı ekolojik karakterlere sahip habitatlar bir arada bulunması, besin maddelerince zenginlik ve uygun iklim koşulları Delta’nın eşine az rastlanır ölçüde biyolojik çeşitliliğe sahip olmasını sağlamıştır. Kızılırmak Deltası, mikro ve makro faunanın çok yüksek bir üretim düzeyine ulaştığı yeryüzünün en verimli doğal alanlarından birisidir.


Kızılırmak Deltası’nın yaklaşık 316 bitki taksonunun varlığı tespit edilmiştir. Bu 316 takson 74 familyaya bağlı 228 cins içindeki tür ve tür altı seviyedeki taksonlardan oluşmaktadır. Bu taksonların çoğunluğu geniş yayılışlı ve Avrupa-sibirya floristik bölgesi elementlerinden oluşmaktadır.


Alanda ülkemizde bilinen familyaların yaklaşık %50’si bulunmaktadır. Ancak familya sayısının çokluğuna rağmen tür dağılımı dengeli değildir. Göllerde Potamogeton türleri, göl kenarlarında ise saz (Phragmites) ve hasır otu (Typha) türleri uzanır. Bataklıklar, sazlık, kamışlık ve saz otuyla (Scirpus lacustris) kaplıdır. Kumullarda yer yer çalılıklar ve küçük ağaçlıklardan oluşan maki benzeri bitki örtüsüne rastlanır. Uzungöl’ün doğusundaki Geleriç Ormanı Kızılağaç (Alnus) ve dişbudak (fraxinus) ağaçlarıyla kaplı olup ülkemizdeki nadir ormanlardan birisidir. Daha çok sulak alanlarda yetişen Cyperaceae ve Juncaceae familyaları toplam 24 taksonla büyük bir çeşitlilik göstermektedir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi deltanın, zengin biyoçeşitliliğe ve biyolojik rezerve sahip olduğu açıkça ortadadır. Yıllardır süregelen çalışmalar çerçevesinde Kızılırmak Deltası’nda 352 kuş türü saptanmıştır.


Kızılırmak Deltası’nda üreyen kuş türü sayıları diğer deltalarla karşılaştırılacak olursa İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan ve daha büyük bir alana sahip Sultan Sazlığı’nda üreyen tür sayısı Dijksen ve Kasparek (1985)’e göre 136 olup neredeyse Kızılırmak Deltası ile aynıdır. 1989 yılında, Göksu Deltasında yapılan üreyen kuş tespitinde 59 türün kesin ürediği, 17 türün ise şüpheli olduğu belirlenmiştir. Kızılırmak Deltası, Ramsar ve ÖKA statüsüne sahip olup alanda yaklaşık 121 kuş türünün kesin ürediği, 19 türün ise ürüyor olabileceği tespit edilmiştir. Birçok tipik sulak saha türünün varlığı ve sayısı Kızılırmak Deltası’nın önemine işaret etmektedir. Üreyen kuşlardan, tepeli pelikan altı çift (Pelecanus, crisbus), balaban 200 -250 ( Botaurus stellaris), büyük ak balıkçıl 11 – 15 (Egratta alba), küçük ak balıkçıl 230f (Egratta garzetta), erguvani balıkçıl 475-500 (Ardea purpurea), kara leylek 30-35 (Ciconia nigra), leylek 125-130 (Ciconia ciconia), kaşıkçı 76 ( Platalea leucorodia) ve turna 40 – 50 ( Grus grus) gibi büyük kuşlar alanda üremektedir. Sazlıkta üreyen türlerden saz delicesi 250-275 üreyen çift (Circus aeruginosus), su kılavuzu 500 -700 (Rallus aquaticus), sakarmeke 500 – 1.000 (Fulica atra), bataklık kamışçısını 500 – 700 ( Locustella luscinoides), bıyıklı kamışçın 1.000 – 1500 ( Acrocephalus melenopogon), saz kamışcını 500 – 750 ( Acrocephalus  cirpaceus), büyük kamışcın 275 – 325 ( Acrocephalus arundinaceus) ve bataklık kiraz kuşu 800 – 1200 ( Emberiza schoenicus)’da alanın önemini vurgular. Nadir bir tür olan dikkuyruk (Oxyura leucocephala) üreme sezonu sonrasında alanda gözlenmekte ancak ürediği saptanamamıştır. Geleriç Ormanı, Passeriformes takımının birçok üyesi (yaklaşık 35 tür) için ideal üreme alanı oluşturmaktadır.


Delta, aynı zamanda kışlayan su kuşları içinde uluslararası bir öneme sahiptir. 1999, 2002 ve 2005 yılında yapılan Kış Ortası Su Kuşu Sayım verilerine göre sırayla bir günde 99 396, 23 745 ve 182 456 birey sayılmıştır. 2005 yılı sayımında en çok sakarmeke (Fulica atra, 57 186), yeşilbaş (Anas crecca, 30.000) sayılmıştır.


Kızılırmak deltası, göç sırasında Karadeniz’i doğrudan aşan kuş türleri için hayati önem taşımaktadır. Karadeniz’i direkt olarak aşan göçmen kuşların uçuş hazırlığı ve uçuş sonrası dinlenebildikleri, beslenebildikleri ve korunabildikleri tek alandır. İlkbaharda Karadeniz’i geçmek üzere uzun bir yolculuğun hazırlığını yaptıkları, sonbahar göçlerinde ise Karadeniz’i aşan kuş türlerinin Karadeniz kıyısında sığınabilecekleri en önemli sulak alandır. Bu nedenle, özellikle göç sırasında pek çok kuş türü için deltanın varlığı hayati önem taşımaktadır ve göç sırasında büyük sayılara ulaşmaktadır.


Mart sonu nisan başında, büyük miktarda martı (Larus minutus, 50.000 civarında) sürüleri deltada birkaç gün konaklamaktadır. Nisan ve mayıs aylarında kırlangıçlar (Hirundo rustica, 50.000 – 75.000) ve kum kırlangıçları (Riperia riperia, 100.000) sayıca en fazla geçen göçmen türleridir. Bu kuşlar deltayı sadece yakıt ikmali için değil aynı zamanda gece tünemek içinde kullanmaktadırlar. Örtücüler dahil olmak üzere deltadan geçen kuşlarının sayısı birkaç milyonu bulmaktadır.


Kızılırmak Deltası Önemli Bitki Alanı (ÖBA), Kızılırmak’ın Karadeniz’e döküldüğü yerde (Bafra) oluşan sulak alan, sucul, orman ve kumul habitatlannın bir mozaiğini içerir. Türkiye’nin Karadeniz kıyılarındaki en büyük sulak alan olan ÖBA, geniş alanlar kaplayan yan doğal habitatları ve zengin ornitolojik özellikleri nedeniyle önemlidir. Bitki örtüsünde Jurinea kilae gibi bazı türlerin uluslararası ölçekte önemli popülasyonları ve ülke çapında lokal olarak görülen bazı nadir bitki taksonlan yer alır.


Doğa Koruma
Kızılırmak Deltası ÖBA’sının (Bafra, 19 Mayıs ve Alaçam sınırlan arasında kalan) büyük bir kısmı 21.04.1994 tarihinde I.derece Doğal Sit Alanı olarak koruma altına alınmıştır.
Buna ek olarak Cernek Gölü ve çevresi 1984 yılında Yaban Hayatı Koruma Sahası (4000 ha) ilan edilmiştir. 1996 yılında Bayındırlık Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı, DHKD ile işbirliği içinde deltadaki tüm arazi kullanım ilkelerini belirleyen bir Çevre Düzeni Planı hazırlamış ve uygulamaya koymuştur.


ÖBA ayrıca 1998 yılında, Türkiye’nin taraf olduğu Ramsar Sözleşmesi çerçevesinde Ramsar Alanı olarak ilan edilmiştir.

 

Kızılırmak Deltası And Bird’s Paradise

 

Kızılırmak Delta is the biggest wetland area at the Black Sea coast of Turkey, which has protected its natural characteristic to some point. It’s also one of the biggest deltas of Turkey which is composed of alluvions carried by the Kızılırmak river. The region, called as Kızılırmak Delta, is located within Samsun in the administrative sense, also in Bafra -where Kızılırmak flows into the sea- in the geographical sense and on the northern side of Samsun-Sinop road which lies in between 19 Mayıs and Alacam towns.


Delta rises in steps from sea upto the south. At the back side of the delta, there exist 600-800 meter high platos which lie through Kızılırmak and which compose the first line of Kuzey Anadolu Mountains. At the further back, there are mountains that are 1.000-1.500 meters high. Delta had geologically been formed in a very short time like one-two  housand years.
 

The overall area of Kızılırmak Delta is about 56.000 hectares. There are wetland areas running paralel along the coastline at both sides of the delta. Delta is composed of two fields. In the first one, which is around 13400 hectares and is found in the eastern part, there are 6 lakes (Liman Balık, Uzun, Cernek, Gıcı and Tatlı) and in the second one which is around 2710 hectares and found in the western side, there areKarabogaz Lake and Mulk Lake. In the delta, there exist many different habitats with different echologic characters such as halophytes, rivers, reed fields, wet grass, pasturages, forests with broadleaf tress, coastal dunes, dune grasses, agricultural fields and settlement fields. The delta is also a rich source of nutritional products and offers a moderate weather condition which all together create a unique biological diversity. Kızılırmak Delta is also one of the most productive natural sides of Turkey where micro and macro fauna reache a very high production level.


It has been determined that in Kızılırmak Delta, there are approximately 316 plantal taxons which are composed of 228 sub-taxons connected with 74 families. Most of these taxons are widely distributed and include elements from European-Siberian floristic region. In this area, only about 50% of the families known in Turkey do exist. However, the distribution of species are not balanced even though the number of families are high. In the lakes, Potamogeton species; at the lake coasts Phragmites and Typha species lay whereas the quags are covered with reeds, sedgies and bullrushes (Scirpus la custris). One can also observe floras which look like maquis and are composed of heathes and small woodlands.


The Geleriç Forest, situated on the east of Uzungöl, is all covered with white alders (alnus) and ash trees and is one of the unique mountains of our country thanks to this characteristic. In the delta, Cyperaceae and Juncaceae families, which are mostly grown in wet areas, show a great diversity with 24 taxons. All these findings show how rich the delta is in terms of bio-diversity and bio-reserves.


As a result of the ongoing studies, there have been 352 bird species determined in Kızılırmak Delta. 

 

When we compare the number of bird species breeding in Kızılırmak Delta with the others, we see that the number in Sultan Reed-Bed is almost 136 (1985) and almost same as in Kızılırmak Delta.


In a bird species research made in 1989 in Goksu Delta, it has been observed that there are 59 species definitely breeding and 17 suspiciously breeding in the area. On the other hand, Kızılırmak Delta has the status of Ramsar and OKA and within its territory, there are 121 bird species definitely breeding and 19 possibly breeding. The existence and the number of typical wet fields in the area Show the importance of the Delta. Among the birds breeding in Kızılırmak Delta, the following ones are breeding in the field: Pelecanus, crisbus, Botaurus stellaris (200-250), Egratta alba (11 – 15), Egratta garzetta (230), Ardea purpurea (475-500), Ciconia nigra (30-35), Ciconia ciconia (125-130), Platalea leucorodia (76) and Grus grus (40 – 50); whereas the following ones are breeding in the reed-bed: Circus aeruginosus (250-275), Rallus aquaticus (500 -700), Fulica atra (500 – 1.000), Locustella luscinoides (500 – 700), Acrocephalus melenopogon (1.000 – 1500), Acrocephalus scirpaceus (500 – 750), Acrocephalus arundinaceus (275– 325) and Emberiza schoenicus (800 – 1200). Also Oxyura leucocephala, a unique bird species, is observed in the field in the breeding season but is not yet seen while breeding. Geleriç Forest is also a ideal place to breed for the members of Passeriformes team (approximately 35 species).


Delta also has an international value as a place where water birds overwinter. According to the data of Mid-Winter Water Bird Counting realized in 1999, 2002 and 2005, there had been respectively 99 396, 23 745 and 182 456 waterbirds in the field. In the 2005 counting, the highest number of birds counted were Fulica atra, 57 186, and Anas crecca, 30.000. Kızılırmak Delta is of vital importance to the bird species which directly pass through Black Sea during the migration period. This is the only place where migratory birds that directly pass through Black Sea may get prepared for flying, may rest afterwards, may get fed and protected. In Spring, in this area, these birds get prepared for a long trip in which they will pass Black Sea and get sheltered here after the migration in Autumn and with this characteristic, it’s the only wet area on the Black Sea coast to host these birds. This is why, its existence is of utmost importance to many bird species whose number increase to a serious level during migration periods.


There are also seagull flocks ((Larus minutus, around 50.000) that rest for a couple of days in the delta at the end of March-beginning of April. Swallows (Hirundo rustica, 50.000 – 75.000) and sand swallows (Riperia riperia, 100.000) are the migratory birds that mainly pass over the delta in April and May. These birds use the delta not only for fuel delivery but also for settlement through the night The total number of birds passing over Kızılırmak Delta is about one-two millions.


Kızılırmak Delta Important Plant Area (OBA, its abbreviation in Turkish), located in the place where Kızılırmak flows into Black Sea, is a mosaic of wet fields, hydrophilic areas, forestries and sand dunes. OBA, the largest wet field on the Black Sea coast of Turkey, is an important area with its natural habitats and rich ornitologic character. Its flora is composed of some world-wide species such as jurinea kilae and some nation-wide known unique plantal taxons.


Preserving the Nature
A large part of Kızılırmak Delta OBA (the part between Bafra, 19 Mayıs and Alacam borders) was taken under protection in 21.04.1994 as a 1st Degree Natural Protected Area.


Furthermore, Cernek Lake and its surrounding were declared to be a Wildlife Protection Area (4000 ha) in 1984. The Ministry of Public Works and Environment, in cooperation with DHKD, put into force an Environmental Plan in 1996 which states the usage principals of the fields within the delta. Furthermore, OBA was declared as a Ramsar Field in 1998 within the framework of Ramsar Convention to which Turkey is a party.





Okunma Sayısı : 18553